Ben Kimim Diyen Çocukluğa Mektup

Home

Bazen öyle anlar yaşarsın ki, yetişkin olmak için yalvardığın o 13 yaşına dönmek istersin. Bir zamanlar olduğun o yaşı özlersin… Çünkü 13, hem olmak için mücadele ettiğin hem de hâlâ içinde oyunlar, hayaller ve tanımadığın taraflarınla “sen” olmaya başladığın yaştır.

Merak duygusu tüm benliğini sarar. Aklında milyonlarca sorudan biri de: “Ben kimim?”Dualarını Allah’a sunarken hata yaparım korkun yoktur. Çünkü içten içe bilirsin; seni Yaratan sende kusur aramazdı.

İçinde büyüyen bir yaratma hâli vardır.Her şeyi yaratma isteğiyle dolup taşarsın. Rüyaların gerçeklik taşır, düşüncelerinde “acaba”ya yer yoktur. Öylesine bir bilinçtesindir ki, tüm rüyaların zaten gerçeği yansıttığını bilirsin.

İnancınla bakarsın dünyaya. Oyunlar gerçeği haykırır, çiçekler gözlerinle konuşur, rüzgar özüne seslenir, yağmur ruhunu okşayan melodiyi çağırır…

13 yaşındasındır… Çocukluktan çıkmaya hazırlanırken, hormonların bile seni türlü hallere taşır. Ve 13 öyle bir geçiştir ki, hücrelerin bile yetişkinliğini kutsamak için sana sarılır.

Evren seninle iş birliği kurar. Zaman hızlanır; günler aylara, aylar yıllara karışır…Ve seni hayal ettiğin yetişkinliğe hazırlar.

İnançlarının arasında kendini bulurken, hayat sana aşk diye fısıldar. Her güzel ya da yakışıklı için değil, tek bir kişi için bildiğin tüm duaları ederken bulursun kendini.

Karşına çıkan o özel insan, artık senin hayalini kurduğun yetişkinliğin ilk kahramanıdır. Ve sen… onu bir an bile aklından çıkaramazsın. Çünkü o, yıllar sonra bile hatırlayacağın ve asla unutamayacağın duyguların ev sahibidir.

13 yaş, saflığın kutsandığı yaştır. İçinde sadece “an” vardır.

Ve sen öyle büyük hayaller kurarsın ki, hepsi gerçek olmaya hazırdır. Sadece bir niyet sözüne bağlıdır.

Her niyetin, hayallerine açılan bir kapıdır. İsteklerine öyle bağlı yaşarsın ki, odak noktan sadece olmak istediğin “şimdiki sen”dir. Hayallerinde kimliğini çizersin.“Kimim ben?” sorusuna yanıt ararsın.

Oysa o yaşta, cevap aradığın şey bir kimlik değil, şu anki varoluşuna atılan kalıcı bir mühürdür.

Sen Tanrı’yı aramazsın, çünkü zaten bilirsin: Tanrı senin içinde, seninle birlikte var olandır.

Sen varsın, o da vardır. Sen yoksan, o da yoktur. Bu bilgiye ulaşmak için çabalamadın…Çünkü o bilgi, zaten seninle var oldu.

“Sen de kendi çocukluğuna bir mektup yazmak ister misin? Belki de cevap, içinde hâlâ fısıldıyor.”

Aşkla...

M. Y.